Kaktüsleri tuval olarak kullanan ressam,

Kaktüsleri tuval olarak kullanan ressam,

TÜRKİYE'NİN BULUŞ YAPAN ALTI KADININDAN BİR TANESİ OLAN ZELİHA ÇAĞLARDERE, BOYA VE FIRÇA KULLANMADAN TABLO YAPTI

Kaktüsleri tuval olarak kullanan ressam,
resimlerin bitki ile birlikte yaşlandığını keşfetti
Gerçek Gazetesi
Türkiye Buluş Adamları Derneği'nin altı kadın üyesinden birisi olan Zeliha Çağlardere, bugüne kadar yaptığı buluşlara resim dalında yenilerini ekledi. İlk buluşunu dört yaşında yapan ve ilkokulu 2 yılda tamamlayan Çağlardere, kuaförlük yaptığı dönemlerde icat ettiği saç yıkama robotu ile kendisini tanıttı. Sanat eseri oluşturmak için farklı malzemeleri kullanmayı tercih eden Çağlardere, kaktüslerin gövdelerine yaptığı resimlerde ilginç bir ayrıntıyı fark etti. Kendisine ait botanik bahçesinde bitkiler üzerindeki çalışmalarını sürdüren Çağlardere, geçtiğimiz günlerde hiç boya ve fırça kullanmadan yaptığı ilk tablosunu tamamladı.
Zeliha Çağlardere'nin ilginç resim çalışmalarının temeli yaklaşık 10 yıl öncesine dayanıyor. İstanbul'daki çalışmalarının ardından Aydın'a yerleşen Çağlardere, arka mahallelerinden birinde, bitişiğindeki yüksek apartmanların arasında, tamamen kendi tasarımı olan çift katlı bir binada çalışmalarını sürdürüyor. Geçen süre içerisinde birçok yağlı boya tabloyu tamamlayan Çağlardere, tuvale resim yapmaktan sıkıldığı bir günde karşısındaki kaktüs bitkisini fark etti. Deneme yanılma yoluyla farklı boya ve boyama tekniklerini keşfeden Çağlardere, kaktüsün büyüyen her gövdesine genç- yaşlı, kadın-erkek, farklı ten renklerinde insan suratları ve Türk Bayrağı başta olmak üzere bazı sembolleri resmetti. Her geçen gün gövdeye eklenen parçalara resim yapmayı sürdüren Çağlardere, ilk çizdiği resimlerdeki yüzlerin bitkinin gövdesi ile birlikte yaşlanmaya başladığını keşfetti. "İlkokulu iki senede bitirdikten sonra evde okumaya ve resim yapmaya başladım" diyen Zeliha Çağlardere, ailesinin kendisini serbest bıraktığını ve buluşlar yapması için küçük yaşlardan itibaren desteklediğini söyledi. Bütün anne babalara, çocukları ilgi alanlarına göre yönlendirmelerini tavsiye eden Çağlardere, kaktüs gövdesine resim yapmanın tamamen merakının bir ürünün olarak ortaya çıktığını kaydetti. Bitkinin gövdelerini boyayarak farklı figürleri ortaya çıkardığını belirten Çağlardere, "Ben bu çalışmamla akla gelebilecek her türlü yüzeyde çok güzel yapıtların ortaya çıkabileceğini göstermek istedim. Çalışmalarım devam ederken bende daha önceden hiç tahmin edemeyeceğim bir durumu fark ettim. Kaktüs gövdelerine çizdiğim resimler, bitki ile birlikte yaşlanmaya başladı. Bitkinin gövdesinde ortaya çıkan çatlaklar, resimdeki yüzlerde de sanki birer yaşlanma iziymiş gibi bir anlam ortaya çıkardı. Bitki yaşlandıkça bu çatlaklar genişledi. Zamanla kopan bazı gövdeler ile üzerideki resimlerde ölmüş insanlar gibi ortadan kayboldu" dedi.
Daha çok küçük yaşlarda buluş yapmaya başlayan Zeliha Çağlardere, şimdilerde beş yaşındaki torunu Bartun'a buluş ve resim yapmayı öğretiyor. Geçtiğimiz hafta içerisinde birlikte resim yapma kararı alan ikili, evde hiç boya kalmadığını görünce tam resim yapmaktan vazgeçmişken, Bartun anneannesine bahçedeki çiçekleri gösterdi. Bahçedeki farklı birçok renkteki çiçeklerin, her hangi bir işleme tabi tutmamdan direk olarak tuvalde renkler ortaya çıkardığını gören Çağlardere, bir manzara tablosu yapmaya başladı. Çağlardere, üç gün gibi kısa bir sürede tablosunu tamlarken; torunu Bartun da çiçekleri kullanarak kimseden yardım almadan bir resim yapmayı başardı. Yıllardır mini botanik bahçesindeki bitkiler üzerine incelemeler yaptığını beyan eden Çağlardere, torunu sayesinde çiçeklerin farklı bir özelliğinin farkına vardığına işaret etti. Bitkilerin gövdesiyle kökü arasında bir beyin olduğuna savunan Çağlardere, resim yaparken en güzel rengi sarmaşık çiçeğinin yeşil yaprağında elde ettiğini belirtti. Çağlardere, bahçesinde bulunan sardunya, sümbülteber, akşamsefası, ortanca gibi çiçeklerin yapraklarını ve açmış vaziyetteki çiçeklerini resim yaparken rahatlıkla kullanabildiğinin altını çizdi. Doğada bulunan tüm renkli bitkilerin bu işlem için uygun olacağını savunan Çağlardere, şöyle konuştu "Dünyadaki her şey benim ilgimi çekiyor, her şeyi merak ediyorum, sürekli düşünüyorum, gördüklerimi mukayese ediyorum ve Allah beni böyle yaratmış diye seviniyorum. Ben buluş yapabilmek ve araştırma yapabilmek için sekiz yıl boyunca hiç televizyon izlemedim. Bu sürede başta Kur'an-ı Kerim olmak üzere biyoloji ve anatomi kitapları okudum. Onca yılın ardından televizyon izlediğimde bizim pop yıldızlarının yabancı olduğunu sandım, hiçbirini tanımıyordum. Bugüne kadar yaklaşık 200 buluş yaptım. İyi niyetli olduğum için gönlünden geçirdiklerimin hepsi, tıpkı samimi bir dua gibi kabul görüyor ve ben tüm aklımdan geçirdiklerimi hayata geçirebiliyorum" (iha)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.