Arif AKÇAY
Gerçek Gazetesi

Yaşadığımız kuraklık nedeniyle çiftçimizin ürününe bilinçli bir şekilde fazla su kullanmadan yeterli su vermesi gerektiğini hatırlatan Örnek, özellikle artan üretim maliyetleri, üretim maliyetleri ve zirai mücadele konularını değerlendirerek, çiftçilerimizi uyardı.
Muhsin Örnek, açıklamasında, “Bitkisel üretimde, üretim girdilerinin başında mazot ve gübre gelmektedir. Özellikle içinde bulunduğumuz yıl içerisinde gübre ve mazot fiyatları oldukça yükselmiştir. Öyle ki, gübrede fiyat artışı %100’ü, mazotta ise % 50 yi aşmıştır. İstihsal olunan ürün fiyatlarında ise; aynı oranda bir artış gerçekleşmediği gibi bazı ürünlerde bir önceki yıla göre gerileme görülmektedir. Fiyatlar, piyasada oluşan arz ve talebe göre belirlenmekte ve genellikle üretici aleyhine gelişmektedir. Bu hususta koruyucu bir devlet politikası ve güvencesi yoktur.
Ülkemiz çiftçisinin Avrupa Birliği ve Dünya ülkeleriyle eşit koşullarda rekabet edebilmesi, ürettiği ürünü değerlendirilmesi için, girdi fiyatlarını dünya ölçeklerinde temin etmesi gerekmektedir. Girdi fiyatlarının ülkemizde çok pahalı olması ve maliyetleri artırması, desteklerin ve teşviklerin yetersiz kalması dolayısıyla dış ticarette rekabet etme şansını yitirmektedir. Ülkemiz çiftçisinin dünya ülkeleriyle eşit koşullarda rekabet edebilmesi için, girdi fiyatlarının aynı ölçeklerde tutulması ve rekabet ettiği ülke çiftçisine tanınan destek teşviklerin uygulanması gerekmektedir. İkinci bir önemli konu da, ülkemizde ürün ekilişleri, ürünün bir önceki yılda oluşan fiyatları ile ilişkilidir. Eğer bir ürün iyi para etti ve değerlendirildi ise; bu ürünün ekilişi artmakta, para etmeyen ürünün ise ekilişi azalmaktadır. Ürün fiyatı arz ve talep koşulları içerisinde değerlenmesi sonucu çoğunlukla çiftçi zararlı çıkmaktadır.
Ülke kaynaklarının optimal ölçüde değerlendirilmesi, tüketicilerin ihtiyaçları, ürünün ihracat durumu ve bu hususta yapılmış dış ticaret anlaşmaları dikkate alınarak, ekimi ve dikimi yapılacak ürünün belirlenen plan dahilinde yapılması gerekmektedir.
Dikkat etmemiz gereken bir husus ta zirai mücadele uygulamaları bilimsel verilere dayanarak, insan ve hayvan sağlığına, çevreye, gıda güvenliğine ve doğal dengeye zarar vermeyecek şekilde yapılması esastır. Ancak ülkemizde bu esaslara pek uyum gösterildiği söylenemez. Edinilen alışkanlıklar, gözlemleme, komşu etkisi, zirai mücadele ilaçlarının ehliyetsiz kişilerce satılması ve kâr amacı güdülmesi gibi nedenlerle zaman zaman ihracatta sorunlar yaşanmaktadır. İç ve dış ticarette konu olan meyve ve sebzelerde zirai mücadele ilaçlarının kullanımı kesinlikle üretici inisiyatifine bırakılmadan reçete zorunluluğu getirlmesi, Zirai mücadele ilaç bayilik ruhsatının diplomalı ehliyetli kişilere verilmesi ve sorumluluk yüklenmesi gerekmektedir. Bilinçli ve kontrollü ilaç kullanılmak suretiyle insan ve hayvan sağlığı, çevre ve gıda güvenliği tehlikeye atılmamış olacak, özellikle ilaç rezidüsü dolayısıyla yurt dışına ihraç edilen ürünlerin geri iade riski azaltılmış olacaktır” dedi.