Seçmen davranışları ve seçimler üzerine notlar;

 

 

Seksen  öncesi  yıllarda, siyasi  tercihlere  "Aristo  Mantığı" hakimdi. Yani; ya siyah, ya beyaz, ya "0" ya da, "1" di. Oysa; siyah ile beyazın  arasında  başka renkler, "0" ile "1"in  arasında farklı değerler var.

Bu farklılıkları görebilmek için; Aristo Mantığı'nın dışında, başka bir mantık gerekiyordu. Analiz eden, analitik bir mantık...

Analitik Mantığa sahip olabilmek için, belli bir eğitim düzeyine ihtiyaç vardı. Seksen öncesi yıllarda bu mümkün değildi. Artık günümüzde Türk seçmen profili değişmiştir. Eğitim seviyesi yükselmiştir. Her Türk vatandaşı en az sekiz yıllık bir öğrenim görmektedir. Türk seçmeninin % 25'i otuz yaşın altındadır.

Dolayısıyla, genç ve eğitimli bir seçmen  kitlesi var. Bu ; genç, eğitimli, dinamik seçmen kitlesi, bilgisayar kullanıyor, internetten yararlanıyor. Bilgiye anında ulaşıyor. Bu gelişmede basının ve medyanın da etkisi oldu.

Dolayısıyla bu seçmen kitlesi, olayları, olguları "Analitik" bir mantıkla değerlendiriyor. Yani; siyah ile beyazın arasındaki farklı tonları, "0" ile "1" in arasındaki farklı değerleri görebiliyor.

Şunu kesinlikle söyleyebilirim ki, siyaset tabana yayılmıştır. Artık taban da, söz sahibidir. Peki, tabandaki çoğunluğu oluşturan bu seçmen kitlesi siyasi partilerden, adaylardan neler bekliyor?

1)DEĞİŞİM,

2)UMUT,

3)ALTERNATİF,

4)PROJE .

Negatif siyaset istemiyor. Refahının artmasını, yaşam standartlarının yükselmesini istiyor. Siyasi tercihlerini yaparken  ideolojik ve etnik düşünmüyor, dini duygularının etkisi altında kalmıyor.

Sosyoloji Biliminin kuralları da; fizik, kimyada olduğu gibi keskin ve zorlayıcı...

Sosyoloji Bilimi diyor ki; "İnsan ihtiyaçları sınırsızdır ve pozitife doğrudur. İnsan davranışlarını ihtiyaçları belirler. Başka bir deyişle, "İnsan ihtiyaçlarının esiridir."

Bu nedenle; alt ve orta gelir grubundaki seçmenler, ideolojik, etnik değil, ekonomik düşünüyorlar. Yani; iş, aş, barınak ve güvenlik istiyor. Bu ihtiyaçlarını karşılayacağına  inandığı siyasi partiyi, adayı destekliyor.

Şu kesindir ki; beslenme, barınma ve güvenlik gibi, yaşamı devam ettirmeye yönelik temel ihtiyaçları karşılanmamış insanlardan bir ideoloji geliştirmelerini bekleyemeyiz. Ancak; piramidin tepesini oluşturan, temel ihtiyaçları karşılanmış üst gelir grubunun bir ideolojisi olabilir. Bu grup siyasi tercihlerini yaparken, ideolojik düşünüyor. Bu da, sosyolojik olarak doğrudur.

Dünya'da ve ülkemizde bu durumu kanıtlayan  örnekler bolca var.

1) İngiliz İşçi Partisi, değişim ve umut rüzgarı estirerek, alternatif projeler sunarak üst üstte üç kez seçim kazandı. Hala iktidardalar.

2) OBAMA; seçim kampanyalarında  Amerikan seçmenine umut verdi, değişim vaat etti. Alternatif olduğunu kanıtladı, proje sundu. Ve seçimi kazandı.

3) Bizim siyasi tarihimizden önemli bir örnek de; yetmişli yıllarda ECEVİT liderliğindeki CHP 'nin umut ve değişim rüzgarı estirerek, zamanın  AP'sine alternatif olduğunu kanıtlayarak, yapacaklarını anlatarak iktidar olmuştu. Türk Sol'u böyle bir oy yüzdesine bir daha ulaşamadı.

4) Yine; 1983 genel seçimlerinde, Turgut ÖZAL, değişim ve proje faktörlerini öne çıkararak %44 oy'la tek başına iktidar olmuştu.

Özetle; artık seçimlerin kaderini, piramidin  tepesi değil, tabanı belirliyor. Seçmenlerin ezici çoğunluğunu oluşturan taban; analitik bir düşünceyle, çıkarları doğrultusunda siyasi tercihini yapıyor. Değişim ve umut vaat eden, proje sunan, alternatif olduğunu kanıtlayan  siyasi partilere, adaylara oy veriyor

Peki, Söke özelinde durum nedir?

1) İlçe merkezinde yaklaşık 48000  seçmen var.

2) Toplam seçmenlerin 12000'i  otuz yaşın altındaki genç, eğitimli ve dinamik seçmenlerden oluşuyor.

3) Geçmiş seçim sonuçlarına baktığımızda, %20'lik bir seçmen grubunun sandık başına gelmediğini görüyoruz. Fakat, bu seçimin yerel seçim olması ve yoğun propaganda yapılması nedeniyle, seçime katılımın % 85-90 olacağını, dolayısıyla, 40-42 bin seçmenin oy kullanacağını düşünüyorum.

4) Türk seçmeninin, özelde Söke seçmeninin, siyasi olgunluğa erişmiş, demokrasi bilincinin artmış olduğunu görüyorum. Bu nedenle kutluyorum.

5) Şimdi bana seçim sonuçları ne olacak, diye sormayın lütfen. Analiz edin, değerlendirin. Sağlıklı değerlendirmeler.

Yazıyı bendenize ait bir şiirle bitirelim.

ANLATIYORUM

Küçük bir topluluktayım,

Anlatmaya çalışıyorum, bildiklerimi.

Karanlığı yıkan aydınlığı,

Eskileri geride bırakan yeniliği...

Lakin anlamıyorlar, bir türlü beni.


Anlatıyorum onlara,

Kendilerinin derdini.

Müspet düşünceyi,

Mantığı, felsefeyi...

Lakin anlamıyorlar, bir türlü beni.


Anlatıyorum onlara,

İnsan hakları, hukuk, demokrasiyi.

Komün'ü, sosyalizmi ve devrimi...

Lakin anlamıyorlar, bir türlü beni.


Ve öğreniyorum onlardan,

Önceliğin iş ve aş olduğunu.

Yaşamanın zorunluluğunu..

Ve insanın,

İhtiyaçlarının "ESİRİ" olduğunu.


Olunca iş, aş, barınak,

Oluyor insana, hukuk, demokrasi sığınak...

Ve ruhunu sarıyor,

Sevgi, dostluk, aşk,

İyilik ve güzellik için savaşmak.

Önceki ve Sonraki Yazılar