Arif AKÇAY
Gerçek Gazetesi
Söke Ziraat Odası Yönetim Kurulu Başkanı Muhsin Örnek ile Ege Çiftçiler Derneği Başkanı Dr. Hulusi Tanman, dün ortak bir basın toplantısı düzenleyerek, tarımda süreklilik isteniyorsa çiftçilerin desteklenmesinin şart olduğunu belirttiler.
Toplantıda ilk açıklamayı yapan Muhsin Örnek, son beş yıl içinde gübre, mazot giderleri ile pamuk fiyatları ve pamuk primlerinin karşılaştırıldığında ortaya büyük bir uçurum çıktığını giderlerin en az dört kat artarken pamuk fiyatlarının fiyatının değişmediğini, Sökeli çiftçinin ayrıca kuraklık nedeniyle büyük ürün kaybına uğradığını belirterek, "Hükümetimiz tarımda üretimin devamı için yeteri kadar destek vermeli, ayrıca kuraklık desteği verilmeli. Biz hükümet temsilcilerine kuraklık ile ilgili kayıplarımızı içeren raporlar verdik bugüne kadar hiçbir yanıt alamadık. Verilecek pamuk primine ilave olarak bu yıl çiftçiye kuraklık primi de mutlaka verilmeli.
Ayrıca şu anda barajların su seviyeleri de sulama sezonu öncesi tehlike sinyalleri veriyor. Bu konuda kime görev düşüyorsa tedbirler bugünden alınmaya başlamalı, geçen sezon gibi bir sezonun yaşanmaması için önlemler alınmalıdır. Dün Çine Barajı'ndaydım İlgililerden aldığım bilgiye göre barajın su tutması 2010 yılından önce zor gözüküyor. Çiftçimiz de bu gerçeği bilmeli. Eğer acil önlemler alınmazsa bu Söke çiftçisinin sonu demek" dedi
Ege Çiftçiler Derneği Başkanı Hulusi Tanman ise hafta içinde Ankara'da olduğunu belirterek, " Sayın Tarım Bakanının daveti üzerine Ankara'da bazı önemli toplantılara katıldım. Bu toplantılarda tarımda desteklemeler konuşuldu, DGD'nin sayın Başbakanımızın emriyle kaldırılıyor olması nedeniyle yeni destekleme formülleri aranıyor. Ben yetkililerin primlerin artmasından yana olmadıkları izlenimine vardım. Bütçeden desteklemeler için 54 katrilyon lira ayrılmış, bu destekleri pek etkilemez. Kuraklık priminden ise Ankara'da hiç bahsedilmiyor. Çok üzülerek söylüyorum ki bütün siyasi partiler de bu konulara karşı duyarsız kalıyorlar. Yaşanılan kuraklığın sorumlusu Söke çiftçisi değil, suyu getiremeyen idarecilerdir. Adaletli su dağıtıldığı söyleniyor, bu gerçekleşmemiştir.
Bir başka konu da kilo yerine hükümet ürüne ve ekilen alana göre prim sistemine dönme hazırlıkları yapıyor. Bunun ne kadar olacağı belli değil, AB ürün değerinin yüzde onundan fazla prime karşı. Bunun olamayacağını izah etmeye çalıştım.Dünyada bu tür destekler kabul görmüyor,Türkiye'de üretimin artması isteniyorsa mevcut kiloya göre destekleme sürmelidir" diye konuştu.