Her zaman milletinin selametini isteyen Türk toplumunun tek dileği.

Asker hazırlığındaki on dokuzunu yeni bitiren Türk gençlerinin ilk sözü.

Yaşının baharında vatan için şehit düşüp yürekleri yakarken anaların, babaların evladının arkasından haykırışı.

Şehit törenlerinde geride vatanı için canını vermeye hazır olan milyon gençliğin sesi.

“VATAN SAĞOLSUN.”

Geçen hafta dokuz yiğidimizi hain saldırılara verdiğimiz  şehitlerin ardından, bu kanı durduracağız diyenlerin aksine, kanın akmasını isteyenlerin çoğalması, İstanbul’un göbeğinde binlerin bulunduğu hain sürülerinin cenaze töreninde ortalığı bir birine katması ve devletimizin güvencesi polisimize karşı nasılsa saldırılar hazırladıklarını ibretle izliyoruz.

Bir önceki yazımı okuyan ve sanayide bulduğu paket kağıdının üzerine yazdıkları ile isyan eden okurumun mektubunu sizlerle paylaşmak istiyorum.

Bülent B. İmzası ile gönderdiği mektupta aynen şöyle diyor sevgili okurum.

“ Gidenler yüce Anadolu’nun çocukları. Yine evlere ateş düştü. Kadınlar eşsiz, çocuklar babasız, analar babalar evlatsız, vatan yiğitsiz kaldı.

İnsan şöyle bir düşünüyor. Acaba otuz yıldan beri bitmeyen bu hainlik devletin hakkından gelemeyecek kadar, kontrol altına alınarak bastırılamayacak kadar desteği nereden buluyor?

Tabi ki klasik söylemlerle ağzımızın payını alıyoruz.”İç ve dış mihraklar.”

İyi de, bu  kötü mihrakların hakkından devlet gelemeyecekte kim gelecek. Bu halk bu yönetenleri, bu olaylara çözüm bulsun diye seçmiyor mu? Yoksa yıllardan beri atanmışlara yalandan mı oylar veriyoruz.

İnsanlarda biraz evlat sevgisi, insan sevgisi, mesuliyet duygusu ve millet şuuru varsa, hele birde yönetici iseler her gün verilen şehitlerin arkasından uyuyamaz ve vicdan azabı çekerler.

Bu hainliği yapanlar hiç unutmasın ki, bu millet 9 değil, gerekirse 90 şehit de verir ve Vatan Sağ olsun der.

Ama şunu unutmasınlar ki, yüksekte yer tutanlar aşağıdakiler gibi emniyette değildirler.

Her ay şehit vermekten usandık. El insaf yahu. Günü birlik 12,16,9,33 şehit vermek Türk Milletini bitirtemez ama, bitirin artık bu kavgayı. Sizler bitiremiyorsanız bırakın gidin. Bu millet işi bitirir”  B.B

İşte böyle diyor sevgili okurum.

Vatan sağ olsun, Milletimiz sağ olsun, devletimiz sağ olsun dedikçe  şımaranlar, bu dileklerden rahatsız olanlar çoğalıyor.

Belki de, artık millet, vatan, devlet sevgisinden  soğutulmak isteniyoruz her halde.

Artık, global dünyanın çarkına iyice kaptırdık kendimizi.

Bundan sonra aralarımızın da gerek plakalarına, gerekse camlarına  bayrağımızı yapıştıramayacağız belki de.

Rahatsız olanlar var baksanıza.

Bir haber duyuyoruz, arabaların plakalarına yapıştırılan bayrağın adı kırmızı oluyor ve onun sökülmesi isteniyor. İsteyenler emir kulları. Sökülmemenin cezası da 59 YTL.

Bir başka grup;

Şehitlerimizin arkasından yapılan bağırışları, siyasi ranta dönüştürüyorlar diye eleştiriyorlar.

Milliyetçilik bitmiştir diyenler, kendilerine has milliyetçiliklerini sergilemek için dağa çıkıyorlar. Hoş artık şehirlere de indiler ya.

ABD den hızla yaygınlaştırılan milliyetçilik bizde hızla köreltilmektedir.

Global bir dünya yaratmak, Amerika’nın milli politikasıdır ve bütün zayıf dünya milletlerini bir çatı altında birleştirmektir.

Bunu anlamayacaklar, olsa olsa emperyalizme uşaklık yapanlardır. Başkaları olamaz.

İşte memleket çocuğunun en basit kelimeleri ile yakınmalarını okuduk.

Bu yakınmalar, milli duyguları köreltmeye çalışanlaradır.

Bu haykırış, Türk milletinin daha bitmediğinin sesidir.

Bu ünleyiş, global kürenin esiri olamayacağız sesidir.

Beyler, artık millet çözüm bekliyor.

Vatan sevgisi, millet kavramı, devlet sahipliği öyle hafife alınarak tartışılacak konular değildir.

Bir takım yerlere yaranmak pahasına, ekranlara getirilecek lakayt konular değildir.

Bülent B’ nin dediği gibi, bu ülke kendini dev aynasında gören, kendini aydın sanan bir tek o insanların yaşadığı ülke değildir.

Bu ülkede “Vatan Canım Sana Feda diyen” Mehmetler de, Bülentler de yaşıyor.

Bu ülkede, yaşanan hainliklere dur diyenlerde yaşıyor. Böyle biline.