Yaptaterek: İnsanca  yaşayacak bir ek zam istiyoruz

Yaptaterek: İnsanca yaşayacak bir ek zam istiyoruz

Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası Söke Temsilcisi Hayri Yaptaterek dün bir açıklama yaparak, eğitim çalışanlara verilmesi planlanan ek zammın insanca yaşanabilecek seviyelere çekilmesi gerektiğini vurguladı.

Gerçek (haber) Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası Söke Temsilcisi Hayri Yaptaterek dün bir açıklama yaparak, eğitim çalışanlara verilmesi planlanan ek zammın insanca yaşanabilecek seviyelere çekilmesi gerektiğini vurguladı. Yaptaterek açıklamasında, “AKP yöneticilerinin seçim meydanlarında, iktidar döneminin en büyük icraatı olarak anlattığı ekonomik program, geçtiğimiz 5 yıllık dönem içerisinde emeğiyle geçinen kesimlere daha fazla yoksulluk ve yoksunluktan başka hiçbir şey getirmemiştir. Seçimler öncesinde birbiri ardına açıklanan pembe ekonomik tablolar gerçeği yansıtmamaktadır. AKP iktidarı boyunca yaşadığımız yoksullaşmanın boyutları, “kerameti kendinden menkul” enflasyon rakamlarıyla örtülemeyecek kadar büyüktür. Yıllarca kamu emekçilerine enflasyon hedefleri doğrultusunda zamlar verip, gündelik hayatın gerçek enflasyonu altında ezilmesine neden olan AKP, iktidarı döneminde gerçekleştiğini iddia ettiği ortalama %7,5’lik büyümeyi de emekçilerle paylaşmamıştır. Bir ülkenin emekçileri ve yoksulları hala hayat pahalılığı karşısında ücret kaybına uğruyorsa, ekonomik istikrarın tüm faturası emekçilerin sırtına yükleniyorsa, ülkenin geliri ve zenginliği hakça paylaşılmıyorsa, o ülke ekonomisinin iyi olduğundan bahsedilemez. AKP hükümeti, rakamlar yerine sokaktaki vatandaşın durumuna bakmayı tercih etse, ekonominin gerçek durumunu çok daha kolay anlayacaktır. Çünkü ekonomimizin mevcut durumu, IMF bürokratlarının yüzünü güldürse de, emeğiyle geçinen milyonlarca insanı kan ağlatmaktadır. 2007 yılı içinde kamu çalışanlarına ilk altı ayda %3, ikinci altı ayda yine %3’lük artış yapıldı. Bu dönemde gerçekleşen enflasyonun daha yüksek çıkması halinde, aradaki farkı telafi edeceğini vadeden AKP, seçimler öncesi ekonomiyi güllük gülistanlık gösterebilmek amacıyla enflasyon rakamlarını düşük göstererek, vaat ettiği ek zammı da sumen altı etmiştir. Hükümet, TÜİK’in şaibeli enflasyon sepeti üzerinden hesapladığı ilk 6 aylık enflasyon % 3,87 çıktı diye, ek zamma gerek olmadığına karar vermiştir. Oysa yine TÜİK’in rakamlarına göre en temel gıdamız olan ekmekte 6 aylık dönemdeki artış % 7,5, maaşlarımızın büyük bir bölümünü kapsayan kiralardaki artış % 9 oranında olmuştur. Bu rakamlar, bizlere verilen %3’lük zammın neredeyse 3 katı kadar ücret kaybımızın olduğunu açıkça göstermektedir. Bu kaybımız biran önce giderilmelidir. Yine geçtiğimiz günlerde, TÜİK tarafından ilk üç aylık dönemdeki büyüme hızımızın % 6,7 olduğu açıklandı. Bu rakamın sanal değil, gerçek bir büyüme haline gelebilmesi, toplumsal kesimlere bu büyümeden pay verilmesiyle mümkündür. Ülkedeki bir avuç sermaye sahibinin servetleri büyürken, geri kalan kesimlerin gelirleri küçülüp yaşam standartları geriliyorsa bu büyüme olumlu değil, bilakis ekonomik uçurumu derinleştiren olumsuz bir faktör haline gelmektedir. Dolayısıyla hükümet, ek zamma, büyümeden payımıza düşen hakkımızı da eklemek durumundadır. Ülke ancak geniş emekçi ve yoksul kesimlerin topyekûn gelirlerinin artması ve yaşam düzeylerinin yükselmesiyle büyüyebilir. Gerek AKP hükümeti gerekse ondan önceki hükümetler döneminde; ekonominin tüm yükü emeğiyle geçinen ücretlilerin sırtına yüklenmiştir. Yıllardır yaşanılan kayıplarla, kamu emekçileri yoksulluk sınırının çok altında bir maaşla geçinmek durumunda kalmıştır. Bu ülkenin gerçek değerlerini üreten emekçiler sefalet ücretlerine mahkûm olmaktan kurtarılmalıdır. Bizim isteğimiz, yeni zamla beraber 730 YTL olan en düşük memur maaşının, çeşitli sendikalarca TÜİK’in Haziran ayı verileri üzerinden yapılan araştırmalar sonucunda, “tek kişinin bir aylık asgari yoksulluk sınırı” olan 1.100 YTL’ye yükseltilmesidir. Yıllardır sesimize kulak vermeyen, kamu emekçilerinin taleplerini duymazdan gelen AKP Hükümetine bir kez daha sesleniyoruz: rakamlarla kandırılmak vaatlerle uyutulmak değil insanca yaşayacak bir ücret istiyoruz; Sefalet ücretleriyle yaşamak değil, en düşük memur maaşı 1.100 YTL olsun istiyoruz; Sipariş edilen enflasyon rakamları üzerinden değil, gerçek fiyat artışları üzerinden yaşadığımız kayıpların telafisini istiyoruz; Yıldan yıla küçülmek değil, büyümeden hakkımız olanı almak istiyoruz. Bizler ek zam istiyoruz. Her ayın 15’inde aldığımız maaşlarımızın bordroları, yaşadığımız sefaletin vesikasıdır. Kamu emekçileri bir daha böylesi maaş bordrolarıyla yüz yüze getirilmemelidir. Bunun için Ağustos ayında hükümetle kamu çalışanları arasında yapılacak olan müzakereler, “toplu görüşme” değil, “toplu sözleşme” olmalıdır. Yeni kurulacak hükümeti, sesimize kulak vermeye ve toplu sözleşme masasına oturmaya davet ediyoruz.” dedi.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.