YEREL YÖNETİMLER HAFİFE ALINACAK BİR HİZMET DEĞİLDİR!..

 Yerel yönetimlerin seçimle veya atamayla gelen başkanları o görevde çalışma aşkı bulunuyor ve aynı şevkle hizmet ediyorsa taktir edilmese bile yaptıkları hizmet hafife alınmamalıdır.                                 

Hatırladığım kadarıyla 15 gün evvel deneyimli bir köşe yazarımız yazısının sonunda 1950 yılından sonra seçilen belediye başkanlarından bahsetmiş ve 1950 genel seçimlerinde kahir bir ekseriyetle iktidar olan demokrat partinin ilk belediye reisinin rahmetli İlhan Öner olduğunda ve ondan sonra gelen belediye başkanlarının kısa dönemlerle görev yaptığından ve çok sık değiştiklerinden bahisle Ekrem Karakaş'ın belediye başkanı seçilmesine kadar ima yoluyla önemli bir iş yapılmadığından bahsetmiştir.

Bir köşe yazarının geçmişe ait kendine özgü bir arşivi yoksa ve hafıza kuvvetli değilse geçmiş hakkında çok ince detaylara girmemesi gerekir.

Sayın İlhan Öner 1950 seçimlerinde belediye meclisinin ittifakıyla belediye başkanı seçildi ve 1952 yılı sonuna kadar belediye başkanlığı yaptı. Onun zamanında löngez suyunun şehre getirilmesi ve kasaplar hali inşaatı ile beraber günlük rutin işler laiği ile icra edildi.

1952 Yılında istifadan sonra sırayla Kemal Yavuz ve Rıza Öliz 1954 seçimlerine kadar başkanlık yaptılar. Rahmetli olan her iki arkadaşımızda günlük rutin işleri kusursuzca yürüttüler.

1954 seçimlerinde başarasında oturan ve avukatlık yapan sayın Muzaffer Öcal belediye meclisinin ekseriyetiyle belediye başkanı seçildi. Sıhhi durumu iyi olmayan arkadaşımız 1955 Eylül ayında başkanlıktan ayrılmak zorunda kaldı.

Bu durumda Demokrat parti yönetimi Paşa sülalesinden değerli arkadaşımız Ercüment Özbaşı belediye başkanı gösterdi. Fakat yedi mahalle sakini sakini partililer parti önünde toplanarak günlerce nümayiş yaptılar. Bu nümayişi önlemek için demokrat parti yönetimi birkaç arkadaşımızı aday göstermekle beraber halk tarafından kabul edilmedi.

Kemalpaşa, Çeltikçi, Yenicami ve Cumhuriyet mahalleleri hiç beklemediği halde benim şahsımın üzerinde durdular. 

Henüz 29 yaşında olmam ve tecrübem nedeniyle teklifleri reddettim, durmak bilmeyen ısrarlar üzerine annem ve babama danışmam gerektiğini söyledim.

O günü hiç unutamıyorum anne ve babama durumu açtığım zaman annem kabul edersen sana verdiğim sütü helal etmem diyerek reddetti. Katkı kararını DP yönetimine bildirdikten sonra rahmetli Mahmut Dönder (İsmail Dönder'in babası), Ali Ulısoy ve Çeltikçi mahallesi muhtarı Ali Oymak bir hafta müddetle evimize ricaya gittiler ve bir hafta sonra kerhen meclisin ittifakı ile 3 Ekim 1955 günü Belediye başkanı oldum. Göreve başladıktan sonra eski Belediye reisi Eyüp Özbaş ile  yine eski Belediye reisi Adil Azbazdar ile  unutmuyacağım destek ve yardımları gördüm.

BENİ BEKLEYEN İŞLER VE

HİZMETLER!..

1:Bir tek eski jeneratörle aydınlanan elektrik sorunun çözülmesi:

1965 yılı başında meclis olarak iki yeni jeneratör alma kararı verdik ve ihaleyle bir adet 520 KW lık skoda marka ve birde 540 KW LIK Ruston jeneratör aldık, bir yıl boyunca Söke'yi bu iki jeneratör ile aydınlattık.

Tellerde bulunan %27 kayıpla mahalle trafolarının olmayışı yükselip düşen ceryanın verdiği zararlar şikayetlere neden oldu.

Bir makine ve bir de elektrik mühendisimizin verdikleri rapor gereği tüm tel ve direklerin değişmesi ile beraber baraj cereyanının getirilmesine ve 15.000 KW lık ana trafo ile mahalle trafolarının montaj işini projelendirip ihale ettik, iki yıl boyunca mütahit firma iki yıl sonunda Söke'ye ölçülü ve kuvvetli bir cereyan vermeyi başardı, işin %70 kısmının bittiği bir anda $ 7,75 den 9,25 e çıkınca firma bizden fiyat farkı istedi. Belediye meclisinin büyük bir ekseriyete mütahiti haklı görmekle beraber talebi reddettim. Mütahit belediyemizi mahkemeye verdi ve kaybetti ve elektrik sorununu böylece çözmüş olduk.

2-Su sorunu:

1954 Seçimlerinden sonra büyük bir göç akınına uğrayan Söke'mize iki kaynaktan gelen su yetmiyordu. Su sorunu için Ankara'ya giderek milli savunma bakanı Ethem Menderes'e müracaatta bulundum. Beni evladı gibi seven o büyük insan D.S.İ Genel Müdürü Sayın Süleyman Demirel'e telefon ederek Söke'ye artezyenlerin açılmasını emretti.

Bir hafta sonra Söke'ye gelen sondaj makineleri bir ay içinde 120-150-155-170 metre derinliğinde dört artezyen açtılar. O devirde Türkiye'de derin su tulumbası bulunmadığından akreditif açarak derin su tulumbalarını getirmemiz imkansız olduğundan yine su işlerinden aldığım bir tiyo üzerine Milli Savunma Bakanı Ethem Menderes'ten askeriye'nin Afyon depolarında mevcut olan dört adet derin su tulumbası aldım ve artezyenin ikisini şebekeye ve ikisini de depoya basmak suretiyle su işini halletmiş oldum.

3-Şehir içinde bulunan Mezarlık sorunu:

Bu ana sorunları ifa ederken şehir içinde bulunan mezarlıkların kaldırılması kararını aldık.

Yenicami Mahallesi’nde şimdiki zaire pazarını ve dükkanlarının bulunduğu yerdeki Ağalar Mezarlığı. Endüstri Meslek Lisesi’nin bulunduğu yerdeki 12 dekarlık Kadir Mezarlığı, şimdiki Kız Meslek Lisesinin bulunduğu küçük mikyasta Kemalpaşa Mezarlığı.

Paşalar Camii ve 15.000 KW trafo binasının olduğu yerdeki Paşalar Mezarlığı. Bu mezarlıkların bulunduğu yerdeki mefta tebligat yapmak ve belediye olarak dini merasimle tarla halinde olan ve yalnızca Kazım Postacı'nın kıblesine göre gömülmeyen mezarlığın parselasyonunu yaptıktan sonra o mezarlığa naklettik.

4-Çimento Fabrikası yanındaki tarla halindeki mezarlık yerinin parselasyonunu yaparak şimdiki haline getirip aile mezarlıklarının tespitini yaptık.

5-Koca Camii yanındaki dükkanları yaparak kura ile esnafa dağıttık.

6-Konak önü meydanı açarak Ziraat Bankası adına istimlak yaparak Nabi'nin kahvesinin bahçesi, pulcu Mithat'ın ve ordaki kahve ve dükkanların istimlakı ile Ziraat Bankası inşaatının yapımını gerçekleştirdik.

7-Aydın Caddesini açılışı:

8 metrelik stabilize toprak yol olan Aydın Caddesini bugünkü haline getirdik ve parke taşı döşeyerek lise binasına kadar yapılandırdık. Bu yolun açılmasında Kaymakam Mustafa Yörükoğlu, Ceza Hakimi Emin Bey ve rahmetli Nasır Zeytinoğlu'nun büyük yardımlarını gördüm.

8-Yeni imar planı yapılması:

Benim belediye reisliğime kadar hızla gelişen Söke'mizde 32 adet yeni parselasyon yapılmış ve yollar 6 metre bırakılmıştır. Bu durumu önlemek için yeni imar planı yapılmasına karar verdik ve iller bankası kanalı ile Söke'nin hale hazır ve yeni imar planını yapılmasının kararını aldık ve ihalesini yaptık.

9-Lise binası yapılması:

Söke'mizde ortaokul ve lise bulunamadığından talebeler 5,40 treni ile Aydın'a gider ve akşam karanlığında evlerine dönerlerdi. Bütün Söke halkının ısrarı isteği üzerine fedakar arkadaşlarla beraber bir lise yaptırma derneği kurarak Söke'mizde bir lise açma düşüncesi ile işe giriştik ve hayırsever bir kadının bağışı ile 31.000 m2 incir bahçesini bağış alarak lise binası inşaatına başladık. 6 yıl süren lise inşaatının ihaleden sonra gene şahsıma nasip oldu.

10-Didim plaj şehrinin açılması:

Aydın Valisi sayın Enver Saatçigil ile Ege Bölgesi Bölge Kumandanı İskilipli Paşanın helikopterle sahilleri tararken Didim koylarını gördükten sonra Valimiz Enver Saatçıgil, belediyemize gelerek Yenihisar’de çok güzel koyların bulunduğunu ve buraya bir tatil şehri yapmamızı önerdi. Şimdiki Didim Plajlarının olduğu yeri Valimiz ile beraber belediyemiz bir hayli çalışmadan sonra sahillerin açılması gerçekleştirildi, fakat deniz içinde bulunan kargılıklar temizlenemedi. Valimizin önerisi üzerine Milli Savunma Bakanı Ethem Menderes’ten Söke Garnizon’undan bize 100 asker tahsis etmesini talep ettik. 100 asker deniz içinde çapa ve küreklerle 6 ay çalıştı. Bu çalışma esnasında Kurban Bayramı rastlamış olduğundan iki koyun alarak askerlere gönderdim. İhtilalden sonra 7 adet bireysel teftişin birinden koyunların bedeli zimmet yazıldığından ödemek zorunda kaldım.

Yapılan hizmetlerin oluş serüveninin detaylarına girmek istemedim. Çünkü o kadar ince detaylara insem hacimli bir kitabın sayfaları almazdı.

11- Günlük Rutin İşler:

Günlük takip edilmesi gerekli işler belediyemizi büyük işler kadar meşful ediyordu.

Lokantacıların, kahvecilerin, sütçülerin, park ve yeşil sahaların, fırıncıların, bakkalların, berberlerin ve dilencilere varıncaya kadar her sorunun takibi belediyeye aitti. Bilhassa DP’nin son yıllarında kabul edilen ocakları yıkan milli korunma kanunu belediyemize getirdiği yük çekilmez bir hal alıyordu.

Bütün bu ağır sorunlar karşısında tek tesellim şahsıma çok bağlı meclis üyelerim ve kaymakamların, kurumların, zabıta elemanlarının ve hatta muhalefet ileri gelenlerinin destekleri ve yardımları olmuştur.

Görülüyor ki, tüm bu yardım ve desteklere rağmen belediye hizmetlerini ifa etmek öyle köşe yazarlarının hafife alacağı işler değildir.

Bugünkü ortamda da belediye başkanlığı milletvekilliğinden de çok ağır bir hizmet olduğundan çalışanların şevkini kırmamak ve yeni aday olacak gençlere teşvik ve özendirmek gerekir.

Önceki ve Sonraki Yazılar