Avukat istiyorum

 

Gözlerimi kapatıyorum. Şöyle bir dalıyorum geçmişe. Çocukluğum. Evimizin karşısındaki sebze bahçemiz. Lahanalar, domatesler. Sağ tarafında koca bir uçurum. Uçurumun dibinde küçük bir dere, derenin karşısı öteki mahalle.

 

Evet, öteki mahalle. Şimdi bile anımsıyorum. Daha çocukluğumuzda öğretmeye başlamışlar ötekiliği. Hiç arkadaşımız yoktu ötekilerden. Aramızdaki mesafe ise sadece yüz metre idi. Ama ne yaparsın, büyüklerimiz onlara ötekiler demişlerdi bir kere ve görüşmemiz engellenmişti. Evimizin karşısındaki küçük tepe geliyor gözümün önüne. Tam tepesinde bir çukur. Kimler açtı bilinmez. Bir sabah kalktığımızda çukur belirmişti. Belki de verici içindi, ama verici hiç takılmadı. Çukura girer ötekilere bakardık. Kalemiz gibiydi ve saklambaç için en ideal gizlenme yeri.

 

Büyüdük, biraz çabuk büyütüldük. Zorunlu bir büyümeydi bizimkisi. Bir yandan büyüyecek, bir yandan ülkemizi, toplumumuzu kurtaracaktık. Belki de topluma rağmen. Evet belki de topluma rağmen toplum için uğraşımızı inatla sürdürmeye devam ediyoruz.

 

Hukukun üstünlüğü, eşitlik, adalet, kadın hakları, çocuk hakları, barış için mücadele ve nihayet tüm mücadeleler için gerekli olan SAVUNMANLIK (avukatlık) mesleği.

 

Biraz yargıyla başı derde giren, biraz hakkının çiğnendiğine inanan, hatta haksız olduğunu bile hak peşinde koşan, iyisi, doğrusu, çirkini ya da hatalısı tüm insanlarımız sıkıştığı zaman soluğu AVUKATIN YANINDA almaktadır. Ve bizlerden kendisini kurtarmamızı ya da hakkını savunmamızı istemektedir.

 

Her büyük, küçük derdinde avukatlardan medet bekleyen halkımız ne yazık ki mesleğimize hırsızın, dolandırıcının avukatı yakıştırmasını da eksik etmemektedir.

 

Bizler savunmanlık görevini yürütürken, bir yandan siyasi iktidarın yoğun baskılarına maruz kalırken, diğer yandan halkımızın maddi ve manevi baskı ve şiddetine maruz kalmaktayız.

 

Daha iki gün önce Söke'mizde avukatlık mesleğini icra eden genç bir arkadaşımız, mesleğinden kaynaklı bir kendini bilmezin saldırısına uğramış ve yaralanmıştır. Elbette ki saldırgan yasalar doğrultusunda yargılanacak ve hak ettiği cezayı alacaktır. Olayın ilginç yanı meslektaşımıza hunharca saldıran bu kendini bilmez, yetkili makamlara ifade verirken kendisine avukat isteyip, istemediği sorulunca AVUKAT İSTEDİĞİNİ BEYAN ETMİŞTİR. Görüyorsunuz, bu kendini bilmez bir meslektaşımıza saldırırken, diğer meslektaşımızın kendisini savunmasını istemektedir. Ve doğaldır ki, savunma hakkının kutsallığından ve olmazsa olmazlığı nedeniyle bu kişiyi de illãki bir meslektaşımız savunacaktır.

 

Bu zorluklar içerisinde savunmanlık mesleğimizi sürdürürken, şahsımıza, mesleğimize ve yargıya yapılan her türlü saldırı ve yıldırmalara rağmen dimdik ayakta olduğumuzu ve çağlar boyu efendilik yapmadığımızı ve kimsenin de kulu ya da kölesi olmadığımızı ve olmayacağımızı açıkça belirtiyoruz.

 

Biz savunmanlar hukukun üstünlüğünü ve aydınlığı savunmaya devam edeceğimizi belirtiyor ve meslektaşımıza, mesleğimize ve sonuç itibariyle yargıya yapılan bu menfur saldırıyı kınıyor, meslektaşımıza geçmiş olsun dileklerimizi sunuyoruz.

Önceki ve Sonraki Yazılar