NEDEN  12 AĞUSTOS 

Bir bakalım 15 Ağustos’un ne anlattığına.
Bakalım da, neden 15 Ağustos’u seçmişler ona göre bir kanaat getirelim.
Abdullah Öcalan'ın verdiği 15 Ağustos tarihi çok yanlış diyor bir yazarımız.
Yanlış değil, ön yargılı, bilinçli ve tehditkârlı.
Bilindiği gibi 15 Ağustos, PKK'nın 12 Eylül'den sonraki ilk büyük eylemi olan Eruh Baskını'nın yıldönümü. Şemdinli’nin de basıldığı gün.
Yıl 1984. Günlerden Austos'un 15'i... Ve..saat 21.30 suları... Güneydoğu Anadolu'nun kavurucu sıcağı insanları evlerine doldurmuştu. Ve, kavurucu sıcaklık, ayaza dönmüştü. Gün batmaya, gecenin karanlığı Eruh’u örtmeye başlamıştı.
Karakol nöbetçisi huzursuzdu. Bir şeylerden korkar gibiydi ama yine de nöbetindeydi. Aniden patlayan silah sesleri ortalığın sessizliğini bozuverdi.
Peş peşe gelen kahpe mermilerin sesleri geceyi yırtıyordu sanki. İlk defa Eruh, Rus yapısı keleşlerin sesini duyuyordu bu gece. Ve kalleş keleşliler ilk defa kendi evlatlarını tarıyordu Eruh’ta. Ve..Eruh basılıyordu. Ve.. katliamlar başlıyordu.
Bugün 15 Ağustos'tu. Aynı saatlerde Şemdinli’de basılıyordu. İlk hain saldırıyı yaptıran bebek katili, 30.000 insanımızı katleden hain, PKK'nın ilk silahlı saldırısı olan Şemdinli ve Eruh baskınlarını bir başarıymış gibi kabul eden vatan hainleri, bu günü yıldönümü olarak kutlamayı kabul ettiler. 15 Ağustos, bu topraklardaki en kanlı isyanın da başlangıç tarihi oldu. O zamanlarda 3-5 eşkiya ve kandırılmış gençler, Apo’cu olarak anılıyordu. Anılan bu hainler sürüsü Apo'cular, bugün, tüm dünya devletleri tarafından beslenen, yeryüzündeki en kanlı terör örgütlerinden birisi oluverdiler. 15 Ağustos’ta karakol nöbetçisi Süleyman Aydın’ı şehit eden hainler, daha sonra tam 35 bin vatan evladının kanını emdiler.
İşte bu gün hainler bir askerimizi şehit ettiler, 6 askerimizi ve 3 sivilimizi ağır yaraladılar. Bu günü terör örgütü yandaşı olan hainler PKK’nın kuruluş günü olarak kabul ederler ve kutlarlar. Her yıl bu tarihte PKK'nın da silahlı saldırıları hız kazanır.
Şimdi anladık mı İmralı beslemesinin neden 15 Ağustos’ta açıklama yapacağım dediğini.
Şimdi anladık mı, DTP başkanının, bu işin içinde Apo ve PKK olmadıkça çözüm olmaz dediğini.
Şimdi anladık mı, Apo’nun 15 Ağustos’u neden seçtiğini.
Bir taraftan barış istiyoruz, Kürt açılımı istiyoruz diyenler; bir taraftan da “hı.. bakın ne yapmıştık hatırlayın. İsteklerimizi kabul etmezseniz, olacakları görüyorsunuz…” diye gözdağı veriyorlar.
İşte bunun için 15 Ağustos seçildi.
Sayın hükümet kolları sıvadı ve “Kürt açılımı” diyerek önce Başbakan nezdinde DTP başkanı ile görüşüldü. Daha sonra da ikinci plâna itilen  muhalefet partileri, hükümetin temsilcileri ile görüşme yaptırıldı!!
Demek ki hükümet DTP yi bu kadar önemsiyor.
Önemseyebilir. Tabiî ki de önemseyecek. Ama muhalefette olan diğer partileri de eşit olarak tutarak.
Önemsedi de ne oldu.
DTP başkanı Apo ve PKK'sız olmaz dedi.
DTP başkan yardımcısı Ayna'da ağzındaki baklayı çıkarıverdi.
“Kürdistan'da hiçbir Türk'e zarar gelmez. Merak etmeyin'.”
Açılımın amaçları belli olmuyor mu burada.
Bende diyorum ki sayın Ayna, Ege Bölgesi'nde, İç Anadolu’da, Marmara’da, Karadeniz’de, Akdeniz’de ben kürdüm diyen insanlarımıza kim ne diyor.
Daha dün Söke’de, biz Türk’üz diyenlerin, hem de Türk öğretmeni olan birilerinin düğününde, kendini bilmez üç beş kişi oyunlarını, PKK işareti yaparak oynadıklarında, kim ne dedi.
TBMM çatısı altında görev yapan, herkesin milletvekili olarak gördüğü zat, bunu söylüyorsa açılıma dikkat etmek gerekir.
Yeter artık, ayrım yapmayın sayın vekiller. Bu millet, ayrım yapıla yapıla bu hale getirildi. Önce siyasi ayrımlarla bir birine kırdırıldı. Sonra da milli ayrımcılıklarla birbirine kırdırıldı. Şimdi de “Kürt açılımı” diyerek memleketi böldürmeye uğraşıyorsunuz.
Yazık oluyor bu ülkeye, yazık oluyor bu ülkenin evlatlarına.
AKP’de açılımı omuzlarına aldı yürüyor.
Hükümet yetkilileri acaba, Adana’dan sonra şehir ve köylerde asılı Türk bayrağı görmüşler mi hiç. Ben tam tamına üç tane gördüm. Birisi bir fabrikanın üstünde, birisi bir barajın dağ tepesinde, birisi de şehir içinde, (askeriye ye aitti)
Eğer açılımda başarılı olursa Güneydoğu Anadolu’da oy patlaması yapacakmış, öyle diyorlar.
Peki AKP kurmayları bilmiyorlar mı Urfa’da son model arabaların %90’nın sağ ve sol arka kapılarının üzerlerinde PKK yıldızlarının baskılarının olduğunu.
Yalnız  Urfa’da mı? Bu yapılaşma diğer illerde de aynı.
Ben geçtiğimiz hafta gittim, gözlerimle gördüm.
Bu açılımı sahiplenerek AKP, Güneydoğu Anadolu’nun oylarını toplayamaz. Aksine Güneydoğu Anadolu’yu kaybeder.
Aslında Türkiye’de Kürt sorunu diye de bir sorun yoktur.
Huzur tepti, Kürt sorununu kendi kendimize yarattık.
Yarayı kendimiz açtık, kaşımaya devam ediyorum. Anlayacağımız, kendi kuyumuzu kendimiz kazıyoruz.  
PAZAR GÜNÜ  YAZICIOĞLU DAĞINDAYDIM….
Pazar günü Kahramanmaraş ilinin Göksun ilçesinin, Yazıcıoğlu dağındaydım.
Kanlı çukur denilen yerin hemen 25 metre uzağına düşmüş, (İddiaya göre de düşürülmüştü.) Yazıcıoğlu’nun bindiği helikopter.
Helikopterden kalan parçalar halen dağın eteklerindeydi. Ziyaretçiler bir anı olarak toplayıp çantalarına koydular.
Anlattıklarına göre helikopteri köyden 6 vatandaş tutup cesetlerin üzerinden kaldırıp atıvermişler bir kenara.
Ve yine köylünün anlattığına göre, Merhum Yazıcıoğlu, helikoptere elli metre uzakta dizlerinin üzerin çökmüş vaziyette bulunmuş.
Hem de elleriyle yeri yarım metre kazdığı görüntüsünde.
Pazar günü tam iki saat yürüyerek Keş dağının zirvesine çıktım. Gördüm ki dağın ismi değişmiş.
Adı; YAZICIOĞLU DAĞI olmuş… (İzlenimler haftaya)

Önceki ve Sonraki Yazılar