TÜRKİYE NEREYE GİDİYOR

Yaklaşık 8,5 yıldır devam eden AK Parti İktidarı, 12 Haziren’de sona mı erecek, yoksa yılların birikmiş sorunlarıyla yoluna devam mı edecek?

Türkiye’nin bir yerlere gittiği belli. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin bütün sorunları çözülmüş gibi , 2023’ü işaret ediyor.

Türkiye’nin acilen çözülmesi gereken büyük sorunları var. En önemli sorunu Güney Doğu! Dağdaki eşkiya, şehirdeki BDP, “özerklik”te şartlanmış. Onlara bakarsanız, özgürlükleri ancak özerklikle sağlanabilir.

Aman Yarabbim!.. Bu nasıl bir şeytan üçgeni? Demokrasiden, insan haklyarı ve özgürlüklerden söz ediliyor ama bunları isteyenler, insan haklarına hiç mi hiç önem vermiyor.

Oysa AKP cephesinden gelen peşpeşe açılımlarla Türkiye’nin ileri demokrasiye geçeceği iddia edilmişti. Hükümet herhalde verdiği sözü yerine getirememiş olacak ki, Güney Doğu’da vatandaş en küçük sorunda sokaklara dökülüp, sağa sola saldırıyor. Türk bayrakları yakılıyor. İnsanların yaşamları tehlikeye atılıyor.

Bu yüzden Türkiye, Güneydoğu sorununu çözmeden 2023’ü işaret edemez. Acil çözüm bekleyen sadece Güney Doğu sorunu değil ki, özellikle işsizlik bu ülkenin olmazsa olmaz bir sorunudur.

2002’de işsizlik oranı %6 idi. 2009’da %16, 2011’de ise %11,9... Bunlar TÜİK’in açıkladığı rakamlar.

Ama tarafsız gözlemciler Türkiye’deki işsizlik rakamlarının %18 civarlarında olduğunu ve bu oranın yaklaşık 5 milyon işsize denk olduğunu ifade ediyorlar. Genç nüfustaki işsizlik oranı ise %25!

Türkiye’de iş başına hangi iktidar gelirse gelsin bu sorunlara bir çözüm getiremezse, bu ülkede kimse ne demokrasiden ne insan haklarından ne de özgürlüklerden söz edebilir. Nedense bu sorunların bir çoğu yaygın basında hiç ele alınmıyor ve Türkiye güllük gülistanlık olarak gösteriliyor. 1980’de Türkiye’de 3 milyon sendikalı işçi vardı. Bu rakam günümüzde 700 bine düştü. Bunun nedenini kime soralım?

Kısacası, Türkiye her geçen gün biraz daha taşeronlaşan bir ülke haline geldi. Artık bu sistem işçilerin karnını doyurmuyor. Doktorların verdiği reçeteler sorunları çözmüyor. Artık dünyada yepyeni insan odaklı bir sistem kuruluyor. Bu sistemde yoksulluğu yönetmek  yoktur. Hakça bir bölüşüm vardır.

Aydın CHP Milletvekili adayı Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar, Ziraat Odası’nda yaptığı konuşmada bu hassas konuyu şöyle dile getirdi, “AKP’nin modeli şu; Onun yerli işbirlikçileri var. Ve bu yüzden yandaş bir model ortaya çıktı. Yoksulluğu yönettiler. Onun için AK Parti, bir şirkettir. Ama 12 Haziran’da dağılacaktır. Ve biz iktidara geldiğimizde yoksulluğu yönetmek istemiyoruz. Onun için sayın Genel Başkanım Kemal Kılıçdaroğlu’nun ifade ettiği gibi ‘Biz sağcı-solcu, douğulu-batılı diye insanları ayırmayacağız. İthalat değil, istihdam ve ihracat ağırlıklı programlara ağırlık vereceğiz. Sosyal devlet, sosyal demokrasi denen şey budur’

**********

Türkiye, ÖSYM tarafından yapılan sınavlara odaklanmış, sınavlara giren gençler ise sokaklarda yürüyor. Son bir yıldır yapılan bütün sınavlarda sorun çıktı. Kamu Personeli Seçme Sınavı’nı unutmadık. Bundan önce yapılan çeşitli sınavlarda da sorunlar yaşandı. YGS’deki şifre skandalı ile sorun daha da dallanıp budaklandı. Pazar günü yapılan Akademik Personel Sınavı’nda meydana gelen rezalet ise bardağı taşırdı. Sınav sırasında sorularda basım hatası olduğu ortaya çıktı. Kitapçıklar toplandı, yenilerinin geleceği söylendi. Ama bir çok öğrenci boş kağıtları verip, sınavdan çıktılar.

ÖSYM ertesi gün hemen bir açıklama yaptı; “Hiç merak etmeyin gerekirse sınavı yenileriz”

Dikkat ederseniz bu olaylar AK Parti’nin ustalık döneminde yaşanmaya başlandı. Yani çıraklık kalfalık dönemi sonu erdi. Şimdi ortada sanki tek suçlu ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ali Demir.

Ali Demir’i o mevkiye vatandaş mı getirdi? Hayır YÖK getirdi.

YÖK’ü kim getirdi? 

Heralde onu da iktidar getirmiştir.

Önceki ve Sonraki Yazılar