Danişmentli İsmail Efe 6

 

 

* Önceki sayıdan devam

Bu top atışının yapıldığı sıralarda, sonraki yıllarda Genelkurmay Başkanlığı yapan Nuri Yamut üsteğmen olarak Danişmentli İsmail Efe müfrezesi ile birliktedir.

Bu bilgi, Aydın Pınarbaşı Çağlayan Gazinosu sahibi olan İsmail Efe’nin yeğeni Hüseyin Efe tarafından verilmiştir. Yazılı bir belge yok ama ayni müfrezede bulunan babasından öğrendiğini söylemektedir. Nuri Yamut’un mücadeleye katıldığı gerçektir.

Yunanlılar, panikten kurtulur kurtulmaz top atışının yapıldığı istikamette harekete geçerler. “Aydın Gediği – Baklacık – Karaköy” hattına kadar ilerlerler.   

O civarlarda bulunan İhtiyat Mülazım Teğmen Ula’lı İdris (Karazeybek)  Danişmentli İsmail Efe’nin yardımına koşar. Yunan taarruzunu durdururlar. Yunan kuvvetleri geri çekilerek Domalan (Doğan köyü) ve Kestanecik civarında iki tepeyi ellerinde tutmuşlardır. Bu yerler Yunan kuvvetlerinin Aydın ileri karakolları durumundadır.

Danişmentli İsmail Efe, Aydın’ın kuzeyinde Kestanecik Bölgesinde bağımsız akıncı birliği olarak yerleşmiş bulunmakta hareket merkezi olarak ta Karaköy’ü kullanmaktadır. Müfrezenin bir bölümü, Danişmentli Hacı Ahmet Komutasında Tabakhane Deresinin batısındaki Dağemiri köyünde konuşlanmış bir şekilde bağımsız olarak bulunuyordu. Amacı baskın yapmak ve pusu kurmaktı.

İsmail Efe Müfrezesi, Dağemiri Köyü üzerinden, Otlucak Deresi ve Otluk Gediği taraflarından yola çıkarak Nazilli Hasköy üzerinde bulunan Kavacık Yaylası bölgesinde Yunan askerleri ile  müsademeye girişmiş ve çok miktarda Yunan askerlerini öldürmüşlerdir. Karşılıklı çok kayıp verildiğinden o muhite “Danişmen Kıranı” ismi verilmiştir. Halen bu isimle anıldığı söylenir. 

1920 yıllarında, Buharkent – Ortakçı Yunan karakoluna basan İsmail Efe, bu karakolda bulunan silah ve cephaneleri alarak Bozdoğan yöresine geçtikleri, oralarda mesken tuttukları söylenir.    

Danişmentli İsmail Efe    

Bolu-Düzce Anzavur

İsyan Bölgesinde    

İsmail Efe müfrezesi, yaşadığı topraklarda Yunan’a karşı topraklarını ve namuslarını korumakta bulundukları bir sırada, ülkenin başka bölgelerinde ihanet çeteleri türemiş, Padişahın desteğini ve İngiliz’lerin yardımlarını görmektedirler.  

Balıkesir’de bulunan İzmir Kuzey Cephe Kumandanı 61. Fırka Kumandanı Albay Kazım Bey, 4-5 Nisan 1920 tarihli telgraf ile 57. Tümen Kumandanı Albay Şefik Beyden Anzavur isyanlarını bastırmak üzere kuvvet gönderilmesini istemiştir.

Ayni tarihlerde Muğla – Yatağan yöresinde Yörük Ali Efe emrinde çalışan efelerden bazıları Şeyh Mehmet ve Mıstık Efeler gurubu olarak bir nevi isyan edercesine ayrılıp gittikleri için Yörük Ali Efe kuvvetleri bunları yakalamak ve ortadan kaldırmak için takibe girişmişlerdir. Albay Şefik Bey de bu işin peşindedir. Anzavur isyanını bastırmakta zorunlu olduğu düşünülür. Yunan ile savaşırken arkalarından vurulmak istememektedirler. Düşman ile işbirliği yapan İstanbul’da bir Padişah vardır. İngiliz uçakları ile dağıtılan beyannamelerde şunlar yazılıdır.

Aznavur  isyanını başlatanların sloganları şöyle idi :

“Ahali ve Padişah nerede ise biz oradayız”

“İstanbul’un ve Padişah’ın emirlerini dinlemeyen Ankara’yı dinlemiyoruz.”

“Biz Padişahı isteriz”

Bu sloganlar yetmiyormuş gibi, Salihli ve Aydın Cephesinden gönderilen milis kuvvetleri Çerkez Etem komutasında cepheye doğru yol alırlarken, Bursa Beşevler mıntıkasında bahçeler arasından geçerlerken bahçelerde bulunan kadınlar askerlere hitaben,

“Askerler! bu subaylar sizi, padişahın askerlerine karşı muharebe etmeğe götürüyorlar. Siz Müslüman kardeşlerinize kurşun mu atacaksınız? Padişaha karşı asi oluyorsunuz. Kafir oluyorsunuz ” diye bağırıyorlar. 

Bu isyanı bastırmak görevi Çerkez Ethem kuvvetlerine verilmişti. Yeterli olmaz düşüncesiyle 57. Tümen Kumandanlığından da yardım isteme gereği duyuldu.

57. Tümen Kumandanı Albay Şefik, Nazilli’ye geldiği sırada Ankara’dan bu kez Albay Refet Bey’den 4 Mayıs 1920 tarihli bir şifre almıştır. Şifrede ;

“Gerede ve Bolu havalisindeki asiler karşısındaki Kuvvei Milliye kuvvetleri geri çekilmek mecburiyetinde kaldıklarından JANDARMA YÜZBAŞISI ARAP NURİ BEY KUMANDASINDA birkaç yüz zeybek süvarisinin Aydın cephemizden acilen gönderilmesi”  

Bu şifreli telin alınmasından sonra gerekli hazırlıklar Köşk ve Nazilli’de yapılmaya başlanmıştır.

“… Kuzey Cephesinin yardımına yetişmek için 57. Tümenin Nizamiye Süvari Bölüğünü ve Demirci Mehmet Efe’nin seçtiği zeybeklerden ve Söke Mıntıka Kumandanı Yüzbaşı Faik Bey’den temin edilen GÖNÜLLÜ  BİRLİKLER  toplam 350 kişilik atlı süvari birliği Nazilli’de toplanmış bulunuyordu.

İzmir şimal cephesi kumandanlığının manevi kuvvetini arttırmak için de 6.4.1920 de şu cevabı çektik.

“Hadisata şimdi kemali teessürle muttali oldum. Buradaki nizamiye süvari bölüğü ve daha diğer milli süvariler yarın tahrik edilecektir. Daha peydarpey gönderilecektir”

Bu birlikler  7.4.1920 günü süvari bölüğünü ve zeybek atlılarını ve müteakiben diğer bir postayı Sarayköy’e kadar trenle oradan da Alaşehir’e atlı olarak gönderdik.

Zeybek ve milli atlıların başına Demirci Mehmet Efe tarafından DANİŞMENTLİ İSMAİL EFE amir tayin edildi. Onlara gerek benim tarafımdan gerek Demirci Mehmet Efe tarafından vatanperverane tenbihat verildi. Süvari Bölüğü kumandanı Ethem Efendiye ayni zamanda zeybek atlılarının da sevk ve idarelerine memur ettirdim.

Bu süvari birliklerinin Alaşehir’den itibaren gerek yollarını göstermek gerek yiyecekleri kurtarılmak için hem  Alaşehir’de bulunan İzmir Şark Cephesi Kumandanlığına, hem şimal cephesi kumandanlığına telgrafla bildirdim., Balıkesir’de bulunan Albay Kazım Bey’e telgraf ile talimat verilmiştir.

*** Devam edecek...


Önceki ve Sonraki Yazılar