Demokrat Parti’nin yeniden canlanışı

DYP (Doğru Yol  Partisi) 2. Olağanüstü Büyük Kongresini 27 Mayıs Pazar günü topluyor. Bu toplantı Demokrat Parti’nin yeniden canlanışı olacaktır.                          

 

Bilindiği gibi Mehmet Ağar ve Erkan Mumcu iki partinin birleştiklerini ve adının da Demokrat Parti olacağını bildirmişlerdi. Ancak iki parti bu birlikteliğinin nikahını topladıkları Parti Olağanüstü Kongrelerinde alacakları kararla ile kıyacaklardı. İşte DYP bu nikahın yüzüğünü 27 Mayıs günü aldı ve ANAP’ı beklemeye başladı. ANAP ise, 2 Haziran günü yüzüğünü alacak ve Demokrat Parti’ye teslim  olacaktır. Bu bekleyiş gerçek demokratlar arasında beklenen bir özlemdi.

 

Büyük Anadolu Oteli’nde yapılan Olağanüstü Kongresi’nde alınan karala DYP ismini Demokrat Parti olarak değiştirdi. Böylece demokrat parti aradan gecen uzun yıllar sonucunda yeniden canlandı ve siyaset hayatına katıldı.

 

1960 yılını iyi bilenler hatırlarlar. Demokrat Parti Genel Başkanı ve Başbakan Adnan Menderes 26 Mayıs’ta Eskişehir’de idi. Yanında basın müdürü Altemur Kılıç ve bazı danışmanları vardı.

 

Yüksek rütbeli bazı komutanlar da yemekte hazır bulunuyordu. Başbakanın yaptıklarından emin olduğu için çevresindeki yalancı gülücüklerden hiç alınmıyor, aksine o zamanın meşhur marşı olan Gençlik Marşı’nı yüksek sesle yemek masasında okuyordu. Ama bilmiyordu ki, 26 Mayıs gecesinin sonunda Türkiye siyaseti bir anda değişiverecekti.

 

Eskişehir Şeker Fabrikası’nda yenilen bu yemeğin tatlı bir yerinde gelen telefonla boğazlarda düğümlenip kaldı. Demokrat Partili Meclis Başkanı Refik Koraltan, Başbakana, İstanbul’da prof.ların başlattığı bir yürüyüşü söylüyordu.

 

İşte o ana kadar devamlı yumuşak ifadelerle konuşan Menderes, sert ve diken kısa bir konuşma yaparak masada serin rüzgarların esmesine yol açmış oldu. Bu konuşma Basın Yayın Müdürü Altemur Kılıç beyi rahatsız etmişti. Aynı zamanda masada başka gazetecilerde bulunduğu için haber çabucak İstanbul’a ulaşmıştı. Radyoda yayınlanırsa bu çok kötü sonuçlar doğurabilirdi. İstanbul sıkı yönetin uygulaması içindeydi. Daha sonra ihtilâl komitesinde görev alan Binbaşı Ahmet Yıldız’dan rica edilerek, bu konuşmanın yayınlanmamasını, yayın müdürü rica etti

 

İhtilâl hazırlığının bittiğini bilen sıkıyönetim komutanı bu isteği “tamam” diyerek geçiştiriverdi. Bu saat, Demokrat Parti siyasi hayatının sonu olarak göründü. Menderes’in yine sakin hali devam ediyordu ama, Altemur Kılıç bey rahatsızdı. Bu rahatsızlık eden durum, sabah başbakana gelen telefonla daha iyi anlaşıldı. İhtilâl yapılmış, ordu idareyi ele almı?tı.

 

Başbakanın, “neler oluyor” diye telefon ettiği bakanlar cevap bile veremiyordu. O da Eskişehir’den Kütahya’ya geçerek, siyasi yaşamına son verilen yere varmış oldu. Kütahya’da vilayete el koyan bir albay tarafından garnizona götürülerek, burada tutuklandı. Buradan da, Albay Muhsin Batur tarafından tutuklanarak, Yassıaday’a bir dada dönmemek üzere götürüldü.

 

Tam kırk yedi yıl evvel Ankara’da, CHP üyelerinden bir avukatın şikayeti ve açtığı dava ile beş yıl genel kurul toplantısı yapmadı gerekçesi ile Demokrat Parti kapatılmıştı. Hem de kıs bir duruşmanın ardından. İşte şimdi tam kırk yedi yıl sonra demokrat parti yeniden yeşermektedir. Şimdi Demokrat Parti, eskilerden dersini iyi alarak yeşeriyor.

 

Artık, Demokrat Parti’nin tek bir düşüncesi var, bu ülkeyi siyasi kaosların içerisinden çekip çıkarmak.

 

Artık, Demokrat Parti meydanları “Cumhuriyet Mitingi” diye dolduranların bağırtılarından vatanı kurtarmak için var.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar