EGE’NİN KIYISINDA BİR AVUÇ GARİP İNSAN…

 

Ege’nin güzel bir beldesinde üç-beş-onbeş ve [belki de] ellibeş kişi bir araya gelmişler… Ve olmadık bir işe soyunmuşlar…

Çarpık kentleşmenin tarumar ettiği zümrüt ormanları… Lağım sularının hoyratça boca edildiği masmavi denizi… Ve belde insanının geleceğinin tek garantisi olan turizm yatırımlarını korumak / kollamak / geliştirmek / ve yüceltmek için kolları sıvamışlar… Çalışıyorlar!.. [da] Çalışıyorlar!..

Bu çalışmanın meyvesi olarak bir Çevre Derneği kurmuşlar.

Çevre Derneği’nin adının baş tarafına bir de “kültür” amacını yerleştirmişler…

.        Gerçekten mi?..

.        Evet, gerçekten… Böyle olumlu, olmadık, inanılması güç işler de oluyor bu ülkede… Gariplik zaten bu noktada!

Peki, sonra?.. Sonranın sonrasında ne olmuş?..

Sonra, bazı ilkeler belirlemiş bu “tuhaf” insancıklar…

İçtenlikle, kesinlikle ve mutlaka uyulması gereken, “olmazsa olmaz” ilkeler…

.        Peki, neymiş bu ilkeler?..

İlkeler muhtelif, ilkeler iddialı, ilkeler keskin…

Gerçekleştirilmesi zor mu?.. Gerçekten zor!

Ama, topluma yararlı olabilmek için ilkeli olmak gerekir…

Aynı zamanda, “adam”  sayılabilmek için de, ilkeli olmak gerekir.

Ve eğer istisna varsa, ilke yoktur…

Katılıyor musunuz?..

Yoksa, biraz sert mi buluyorsunuz bu son ilkeyi?..

Bu birbirinden garip ve olmadık işlere burunlarını sokup, Cumhuriyet Türkiyesi’nin zihinlerine kazıdığı ideallere bağlı kalan bu insanlar, genellikle ve çoğunlukla, bu son ilkeyi benimsediklerini söylüyorlar…

Tamam, biliyoruz;

.        Ayinesi iştir kişinin; lafa bakılmaz!..

Doğrudur.

O zaman biz de,  olmadık işlere burunlarını sokup, emeklerini harman edip, ideallerini bulaştıran insanların yaptıklarına bir göz atalım…

Haydi gelin, küçük ve kısa başlıklar altında bu olmadık işleri alt alta sıralayalım:

Yaşanan beldenin tüm  çevresel sorunlarına müdahil olmak…

Neler mi?

Şunlar:

.        Çevreye atık boşaltan vidanjörlerin peşinden koşmak,

.        Balık üretme çiftliklerine karşı imza toplamak, yasal mücadele yürütmek,

.        Ormanların talan edilmesine karşı duruş sergilemek, imza kampanyaları açmak,

.        Kanalizasyon ve atıksu arıtma tesisi inşa edilmesi yönünde aktif çalışmalar yapmak,

.        Her türlü çevresel etkinliklere öncülük yapmak,

.        Kömür ocakları ve taş ocaklarının çevreye verdikleri zararlara karşı mücadele etmek,

.        Halkın çevre bilincinin yükseltilmesi için konferanslar, paneller düzenlemek,

.        Ulusal planda faaliyet gösteren diğer çevre ve kültür dernekleri ile güçbirliği platformları oluşturmak için çalışmalar yapmak,

.        Yerel ve ulusal basında yörenin çevre değerlerini savunucu yayınların oluşmasına zemin hazırlamak,

.        www.akceder.com isimli bir web sitesini aktif olarak yayında tutmak,

.        Ve kültürel çıtamızın, insanlık katsayımızın ve ahlaki tutarlılığımızın [hiç değilse] bir kaç derece daha yukarılara taşınması için amansız bir mücadeleye girişmek…

.        Ve asla bu çalışmaların içine, yanına, üstüne, altına, kenarına ve köşesine SİYASET KARIŞMAYACAK!..

Evet, Ege’nin güzel bir beldesinde üç-beş-on-onbeş kişi olarak, olmadık işlere soyunan bu “garip” yaratıklar, bugüne kadar [acaba], bu saydığımız işlerin hangilerini tam ve hangilerini eksik yaptılar?..

İşte, çağrımız, bu noktadan “sonra”yadır… Buyurun, gelin, katılın özverili mücadelenin içerisine… Ve bu “garip insanlar” zümresini, daha da garip bir hale dönüştürün, daha da zenginleştirin…

Ve eksik bulduğunuz işleri yüzlerine vurun onların…

Ve dizginleri ellerinize alarak, siz daha iyisini yapın…

.        Bu davet bizim!..

Önceki ve Sonraki Yazılar