Gündemden düşmeyen sorunlar

 

Tarih boyunca gündemden düşmeyen öyle sorunlar yaşanmış ki günümüzde de bütün hızıyla devam ettiğine göre bitmeyecek ve kaderimiz olarak devam edecek inancındayım.

 

Türk milleti ve devlet güçleri kendi içindeki hainlerin ve sözde dost geçinen dış devletlerin kışkırtmaları karşısında bütün güçleri ile mücadele etmelerine rağmen olayların çözümünde güçlük çekmektedirler.   

 

Halkın refah ve huzuru için görev yapması gereken sorumlular olayları ciddiye almaz ve derinliğe kadar inme lüzumunu hissetmezlerse devlet ve hükümet bu gibi gizemli cinayetleri nasıl çözer ve nasıl önleyebilir.

 

Trabzon valisi ve emniyet müdürü devamlı Tevali eden 18 yaşım doldurmamış çocukların işlediği cinayetleri layıkiyle araştırmamışsa ve yine Rus kadınlarının fuhuş yuvası haline gelen Trabzon vilayetimizdeki halkın tedirginliğini gideremezlerse hükümetin yapacağı sorumluları merkeze alıp olayların ve cinayetlerin arkasındaki azmettiricileri bulmak için gerekli soruşturmayı gidebildiği yere kadar araştırmaktır ve bu işlemde yapılmıştır.

 

Geçmiş yıllardaki gibi değil şu andaki hükümetin başı Sn. Başbakanın tüm olayların derinliğine kadar gitmek ve 2008 yılına daha demokratik ve daha disiplinli bir hukuk devleti olarak girmek azminde olduğunu görüyoruz.

 

Geçmiş yıllarda ve bilhassa 1990 yılından sonra siyasi cinayetlere kurban giden çok değerli aydın vatandaşlarımızı kaybettik.

 

Bu değerli kişilerden Muammer Aksoy, Behiye Uçak, Çetin Emeç, Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kışlalı'nın katilleri yakalanarak cezalarını çekiyorlar ama gerçek katiller içerde yatanlar mı? Yoksa onları azmettirenler miydi? Bu sorular hala çözülemiyor.

 

Toplumsal olaylarda ve ferdi cinayetlerde azmettiriciler bulunamadığı müddetçe katliamların devam edeceğini inanmamız gerekir.

 

1992 yılında Sivas'da Madımak otelinde zannediyorum 30 kadar insan hayatını kaybetti.

 

Yine 1978 yılında Maraş'ta 110 kişinin ölümü ve yüzlerce kişinin yaralanmasına neden olan Sünni - Alevi çatışması ve aynı bugün olduğu gibi Irak'da vuku bulan Sünni Şii çatışması da dış mihraklar tarafından beslenen tahrikçilerin fütursuzca çalışmalarından ileri gelmektedir.

 

Yıllardan beri süre gelen bu tahriklerin en acısı 1915 yılından beri devam eden Ermeni katliamı iddiaları dost geçinen Avrupa devletleri tarafından devamlı tahrik edilmiş ve Ermeni çeteci grubu (Asala) tarafından elçilerimiz, değerli bürokratlarımız teker teker katledilmiştir.

 

Ne yazık ki insan haklarını politik bir kavram olarak kabul eden Avrupalılar ulusal basınımız Hrant Dink'in ölümü kadar önem vermemişler ve milletin ızdırabını layığı kadar yansıtmamışlardır.

 

Taammüden kalleşçe katledilen Hrant Dink'in vefatı ailesi kadar milletimizi ve devlet erkanını fazlasıyla üzmüştür.

 

Esasen bir ay içinde Amerikan Temsilciler Meclisi'nin gündeminde olan Ermeni katliamı olayının konuşulacağı gündem evvel yapılan bu hunharca cinayet Türk Devleti aleyhine tasarlanmış bir senaryodur.

 

Türk aydınları ile çok samimi bir dostluk kuran Hrant Dink'in cenaze merasiminde ellerde taşınan pankartlar ve sloganlar hala tartışma konusu olmaya devam etmektedir.

 

Biz hepimiz Hrant'ız ve Hepimiz Ermeni'yiz demekle, Türk milleti olarak neyi açıklamak istiyoruz.

 

Çok değerli etnik kökenimizi inkar edercesine topluluk heyecanına kapılarak benliğimizi kaybetmemiz affedilecek bir tutum değildir.

 

540 sene Avrupa'nın yarısına hükmeden Osmanlı İmparatorluğundan beri Türk Devletini yıpratmak için güçleriyle mücadele eden müstebitler Çanakkale Zaferi ve Kurtuluş Savaşı'ndan sonra yeni kurulan ve son yıllarda güçlü bir devlet haline gelen Türkiye Cumhuriyeti'ni zaafa düşürmek için her fırsatı değerlendirmekten geri kalmadılar ve devamlı tahrik ettiler.

 

Ermeni lobisinin hergün dünya basınını meşgul eden soykırım iddialarına destek olurcasına "Türkler l milyon Ermeni katletti" diyerek dünya basınında yazılar yazan Orhan Pamuk'a Nobel ödülü verdiler.

 

Tamamen siyasi bir maksatla verilen Nobel ödülünün Türk milleti için ne anlama geldiğini gerçek sağduyu sahibi aydın kişilerin ve Türk milletinin takdirlerine bırakıyorum.

 

Görünüyor ki sorunlar bitmez ve bitmeyecek bu nedenle şehit kanları ile yuğrulan bu aziz vatanda yaşayan Türk milleti olarak mazide yaşananları ve benliğimizi muhafaza ederek milletçe Türk'ün Türk'den başka gerçek ve samimi dostunun olmadığını çok iyi bilelim.

Önceki ve Sonraki Yazılar